Text Practice Mode
Madde metninde, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç olarak tanımlanmaktadır.
created Apr 8th 2017, 23:44 by EmelHan
1
345 words
13 completed
4.5
Rating visible after 3 or more votes
saving score / loading statistics ...
00:00
Madde metninde, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlali suç
olarak tanımlanmaktadır.
Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin
öğrenilmesiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle
yapıldığının suçun oluşumu açısından önemi yoktur. Bu haberleşme, örneğin
mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Bu suç
açısından önemli olan, haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz
konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir.
Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlal
edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlalinin,
haberleşme içeriklerinin, yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması
suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Örneğin
telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması halinde, suçun bu
nitelikli hali gerçekleşmektedir.
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin belli bir suça ilişkin soruşturma
kapsamında Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde
öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu muhakkaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin
hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Haberleşme içerikleri hukuka uygun bir şekilde veya birinci fıkrada tanımlanan
suçun işlenmesi suretiyle öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç,
haberleşme içeriklerinin ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce
öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metninde bu ifşanın hukuka aykırı
olması açıkça vurgulanmıştır. Bu bakımdan örneğin kişiler arasındaki telefon
konuşmalarına ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi,
duruşmada açık bir şekilde dinlenmesi veya okunması halinde, söz konusu suç
oluşmayacaktır. Buna karşılık, henüz soruşturma aşamasında iken, kişiler
arasındaki konuşma içeriklerinin, hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış
olsalar bile, örneğin televizyonlarda veya gazetelerde yayınlanması halinde, bu
suç oluşacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmelerin
içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmek suretiyle
haberleşmenin gizliliğini ihlal etmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu
suçun oluşabilmesi için, ifşanın alenen yapılması gerekir. Bu bakımdan, örneğin
kişi kendisine gönderilen mektubu gönderenin bilgisi ve rızası dışında bir
başkasına okutması halinde, bu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, mektubun
gönderenin bilgisi ve rızası dışında alenen okunması, başkaları tarafından
okunmasını temin için bir yere asılması veya basın ve yayın yolu ile
yayınlanması halinde, söz konusu suç oluşacaktır.
Dördüncü fıkrada, kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve
yayın yolu ile yayınlanması halinde, ikinci veya üçüncü fıkralara göre verilecek
cezanın belli oranda artırılması öngörülmüştür
olarak tanımlanmaktadır.
Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin
öğrenilmesiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle
yapıldığının suçun oluşumu açısından önemi yoktur. Bu haberleşme, örneğin
mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Bu suç
açısından önemli olan, haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz
konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir.
Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlal
edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlalinin,
haberleşme içeriklerinin, yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması
suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Örneğin
telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması halinde, suçun bu
nitelikli hali gerçekleşmektedir.
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin belli bir suça ilişkin soruşturma
kapsamında Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde
öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu muhakkaktır.
Maddenin ikinci fıkrasında, kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin
hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
Haberleşme içerikleri hukuka uygun bir şekilde veya birinci fıkrada tanımlanan
suçun işlenmesi suretiyle öğrenilmiş olabilir. İkinci fıkrada tanımlanan suç,
haberleşme içeriklerinin ifşasıyla, yayılmasıyla, yani yetkisiz kişilerce
öğrenilmesinin sağlanmasıyla oluşur. Fıkra metninde bu ifşanın hukuka aykırı
olması açıkça vurgulanmıştır. Bu bakımdan örneğin kişiler arasındaki telefon
konuşmalarına ilişkin kayıtların, savcılık veya mahkemeye verilmesi,
duruşmada açık bir şekilde dinlenmesi veya okunması halinde, söz konusu suç
oluşmayacaktır. Buna karşılık, henüz soruşturma aşamasında iken, kişiler
arasındaki konuşma içeriklerinin, hukuka uygun bir şekilde kayda alınmış
olsalar bile, örneğin televizyonlarda veya gazetelerde yayınlanması halinde, bu
suç oluşacaktır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, kişinin kendisiyle yapılan haberleşmelerin
içeriğini diğer tarafın rızası olmaksızın alenen ifşa etmek suretiyle
haberleşmenin gizliliğini ihlal etmesi ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu
suçun oluşabilmesi için, ifşanın alenen yapılması gerekir. Bu bakımdan, örneğin
kişi kendisine gönderilen mektubu gönderenin bilgisi ve rızası dışında bir
başkasına okutması halinde, bu suç oluşmayacaktır. Buna karşılık, mektubun
gönderenin bilgisi ve rızası dışında alenen okunması, başkaları tarafından
okunmasını temin için bir yere asılması veya basın ve yayın yolu ile
yayınlanması halinde, söz konusu suç oluşacaktır.
Dördüncü fıkrada, kişiler arasındaki haberleşmelerin içeriğinin basın ve
yayın yolu ile yayınlanması halinde, ikinci veya üçüncü fıkralara göre verilecek
cezanın belli oranda artırılması öngörülmüştür
